yavru kedi

dayanamıyorum ben kendime zor hakim oluyorum. severken parçalayasım yiyesim geliyo. ama sadece ısırıp bırakıyorum.

bugün de kedim olmadan uyuyorum. allah'm nolur yavru kedim olsun artık, amin. i̇yi geceler :(

sabahtan beri sokakta çöpün etrafında bir başına dolaşarak beni çok üzen minnoş bir canlı. ne annesi var ne kardeşleri birisi mi getirdi bıraktı anlayamadım. akşam oldu acı acı miyavlamaya başladı. resmen kalbim parçalandı karşısındaki balkonda otururken. düşünsenize miniksiniz, aileniz yok ve hiçbir şey bilmediğiniz bir gezegende yaşıyorsunuz. gittim ılık su ve süt karışımı verdim, çok küçük yavrulara direkt karton kutu süt önerilmiyor diye biliyorum. biraz da pide ufaladım koydum çöpün yanına sütün kokusunu alıp da bulması bile beş dakika sürdü. neyse ki güzelce içti en azından karnı doydu. ama bu kedi kendi kendine nasıl hayatta kalacak bilmiyorum. babamın fobisi olmasa eve alacağım ama o kedi eve girerse babamı hastahaneye götürmek zorunda kalırız muhtemelen. dolap gibi bir şey atmış birisi onun içine girip çıkıyor yuva orayı belledi gibi şimdilik. allah yardımıcısı olsun.

başlığı görünce çağrışım yaptı, yazasım geldi. daha demin şöyle bir videoya denk geldim; - link fakat video hakkında yorum yapan çoğu insanın aksine, benim aklıma ilk olarak videodaki insanların ne kadar iyi olduğu gelmedi. zihnimi meşgul eden ilk mülahaza; o camı üreten, kullanan ve doğaya o şekilde bırakan da insan.. hatta muhtemelen bu "daha da insan". çünkü insanoğlu tam olarak böyle bir şey. kısa vadede kendisine yarar sağlamak için her şeye zarar vermeyi göze alan, ama bunu yaparken uzun vadede kendisine de diğer her şeyle birlikte zarar veren. . iyiliğe yaraşan bir insan varsa, onun tam zıttı binlercesi var. doğal seçilime yeni etaplar ekledik, sadece bizlerin geçebileceği etaplar. ve bu durum gerçekten aklımı çok kurcalıyor. doğa ana houtouwan'da yaptığı gibi biz istilacıları bir gün geri püskürtecek ama, durum o noktaya gelmeli mi? ve yemin olsun ki; o günü görürsem, o gün zevkten dört köşe olacağım.. . dünya üzerinde istisnasız herkes tarafından kabul görerek süre gelmiş en temel öğretilerden biridir bu; doğaya sahip çıkmak. ona zarar vermek; günahtır, suçtur, ayıptır, yasaktır, yanlıştır, etik değildir.. bakın bunca davadan aynı kararı alan çok az "köklü" şey var insanlık tarihinde. tüm bunlara rağmen hala ve giderek daha da yüksek bir perdeden inkar ediyoruz bu gerçeği. açın bakın antik mitlere, eski efsanelere ve tarihine. nil olmasa mısır diye bir medeniyetin olamayacağını idrak etmiş olmak lazım. tıpkı mısır gibi olmak için de nil'e iyi bakmak gerektiğinin de hakeza bilincinde olunmalı. ama elde ne var; doğa katliamı, canlı soykırımı.. allah sonumuzu hayretsin. not: (#2271712)

kahve içerken bana eşlik eden arkadaş pamuk Klasik kedi ismi olan pamuk ancak bu arkadaşa annesinden dolayı bu ismi verdik annesi 1 hafta kadar önce öldü Normalde 4 kardeşlerdi ancak diğer 3 kardeşi öldü bu güzellik tek kaldı. Apartmancak el ele verdik bakıyoruz kendisini Ufak bir sıkıntımız var binanın diğer kedisi nazlının 3 yavrusu var ve nazlı bizim pamuğu baya bildiğin kovalıyor dün akşam bu yavruya hırlarken komşum biraz kızdı azarladı şimdi biz varken bir şey yapmıyor Her canlının küçüğü çok tatlı oluyor ancak aynı dönemde doğmasına rağmen diğerlerinden çok ufak tefek kaldı pamuk Maması var, hani her ailede yemeğin iyi tarafı küçük çocuğa ayrılırya bizim bina içinde şu an pamuk bu konumda tez zamanda başının çaresine bakacak hale gelirsin inşallah yavrucuk

ben hayatımda bu kadar şapşik şeyler görmedim ya. sabah 6 gibi evde bi hareketlilik oldu, kedi medi bi şeyler diyolar. döndüm arkamı yattım, umursamadım. az önce sordum babama noldu sabah diye. bunlar gece çok sıcak oluyor diye oturma odasında yatmışlar, klimayla çok üşüyüp camı açmışlar sonra. neyse, odanın camının önünde ağaç var. bi tane çılgın yavru kedicik ağaçtan camın önüne (2. kat) gelmiş, bunun miyavlamasına uyanmışlar. bi bakmışlar kedi camdan içeri bakıyor hajshakshakaj. kendi kendine inmesini beklemişler, korkmuş inmemiş. babam almış indirmiş sokağa.

evde var bi tane şu an ama inanın bir bebekten farksız.. sürekli kucağıma gelmek istiyo almazsam ağlıyo. Daha demin oturma odasına bıraktım orası sıcak orda dursun diye, abim de orda yatıyodu. Bıraktım geldim kendi odama 2 dk sonra abim aradı dedi ki "gel al şunu bebek gibi ağlıyo uyuyamıyorum" artık aldım geldim şu an ensemde uyuyo arada bir kulağımı kemiriyo saçlarımı yiyo sürekli ona dokunmamı istiyo.. Kedim Haydar geldiğinde bu kadar küçük değildi ondan ilk yavru kedi deneyimim oluyo. Ne yapmam gerektiği hakkında tavsiyeleriniz olursa dinlerim :) Edit: şu an böyleyiz bazen de böyle

Arkadaşlarr ben anaanne oldummmmm.. o kadar güzeller ki onlarla beraber olmaya, oynamaya, vakit geçirmeye doyamıyorum.. isimleri de Kahve, Karamel, Makiyato.. gorsel gorsel gorsel

Böceğim bugün aşı oldu tipe bakın 💕

çok güzel bir kedyyy karikatürü vardı ama bulamadım :(

(#4209172) burdaki güzellik bizim çatıda doğum yapmış bugün. üç tane, elimden bile küçük yavrular var. yarım saatte bi çıkıp bakıyorum napıyorlar diye ama annesi pek müsade etmiyor.

Ya bunlar neden bu kadar tatlılar, bir de etrafa mal mal bakışları var gkgdkdk. tipe bak gkdkgkdkd

Minnoş hanım deyiniz gorsel gorsel

Yani cok affedersiniz de şunun güzelliğine bakar mısınız? Uğruna tüm malı mülkü harcamalık, yoluna dünyayı sermelik..

bu hayat seni üzer güzelim

tam hatuna atmalık -ki attım da ehehe- sen diye keza ağza da...

Bir üstadın bürosunda iki kedi var. Biri mekanın sahibi; agresif, heybetli, saldırgan. Diğeri yeni geldi; minnak, sevimli bir şey. Başını baş parmağımla sevdim bugün, oradan hesap edin. Bu mekanın sahibinin kuyruğunun ucu ponpon gibi ve minnak da sürekli kuyruğuyla oynamaya çalışıyor. Normalde ne olur? Heybetli kedi dönüp iki şamar çeker. Gel dikiz ki olayımızda heybetli kedi, yavru kediden kaçıyor. Bugün mesela bir anda koridorda deli gibi kaçıyordu büyük olan küçükten. Hatta geçenlerde küçük olan koltuğun üstünden heybetlinin sırtına atladı. Gerçi kafasını onun sırtına vurup sümük gibi yere yapıştıydı garibim ama önemli olan niyet djdjdjdjjdjdjdj (bkz: yaa pelin kardeş çok rahat konuşuyordun) diyesim geliyor heybetliye. Bize sayko sayko bakmalar, feyk atmalar; yavrudan da götüm götüm kaçmalar... Mazlumların sesi, kimsesizlerin kimsesidir benim için o yavru! (bkz: biz senden razıyız)

gorsel kabın içine dalışa geçmiş minnoş bugünüme neşe kattı. hem oyuncu hem meraklı minik haylazı severken kafasını elime tokuşturup ısırma çabasına girmesi görülmeye değerdi. bir ara elime almış severken yüzüme hapşırmasaydı daha da iyi olacaktı djdjjd bugün oynamaktan fotoğrafını çekemedim, yarın sürmeli gözlerinin güzelliğini arşivime eklemem gerek :))